Millete Vekil Değil Vekile Millet Gerek

Canım Türkiyem öyle bir hal aldı ki.
Artık Millete Vekil değil, Vekile Millet gerek deme noktasına geldik.

CHP Genel Merkezi dal gibi titriyor.
Her bölgeden birileri kendi vekil sıralarını garantiye almak için her türlü siyasi tavizi almaya da vermeye de hazır durumdalar.

Ama saha öyle bir hal aldı ki kimseler farkında değil.

Birileri, CHP nin ilk sıralarını şimdiden garantiye almış olsalar bile, halk CHP ye oy verecek mi belli değil.
Yani vekil sıraları belli, ama onlara oy verecek “Millet” yok ortada.
Acilen saf yerine konacak “Millet” aranıyor.
Tekirdağ’da da hal böyle.
Aynı düzen aynı oyuncular.
Yenilmeye doymayan güreşçiler.
Yenile yenile hiç bir şey öğrenmeyen başarısızlığın duayenleri.
Ama sıralama yine aynı.
Siyaset tarzı yine aynı.

Yine her biri, her şeye karşı, herkese karşı.
Yine her şeyi yalnızca onlar biliyorlar.

Yine onlar herkesi eğitecek kadar üstün,
Yine halk her zamanki gibi eğitilmeye muhtaç görülecek kadar cahil.
Ve hiç farkında değiller.
Onlar, onca yıldır nasıl iktidar olunmazı, nasıl seçim kaybediliri o kadar iyi rol model olarak göstermişler ki.
Çabalarından başka hiç bir yaptıklarının toplum tarafından takdir görmediğinin farkında değiller.
Burası Tekirdağ, burası Trakya.
Bu bölgede “En küçük bir ihtimal bile satın alınır”
Tıpkı borsa gibi.
Sırf adım attı, cesaret etti diye alkışlanır birileri.
Ayağına basılmaktan imtina edilir.
Olumsuz yorum yapmaktan çekinilir.
Nasıl böyle düşünmesin Tekirdağ’lı.
Daha son yerel seçimde asla olmaz, olamaz, olmamalı denilen kim ise, O, Koca büyük şehrin başına getirilmedi mi?
Halkın tüm tepkilerine rağmen, O’nu dayatan zihniyet, bu gün de, dün olduğu gibi millet vekili seçimlerinde birinci sıra adayı olmayacak mı?
Yerel seçimlerde Tekirdağ’ı, bir kişinin iki dudağı arasında ezdiren, Türkiye milletvekili rolünde her yerlerde gördüğümüz, kendi bölgesinde teşkilat sorunlarını kulislerde dinlemekten öte hiç bir çaba göstermemiş parti meclisi üyemiz ikinci sıra olmayacak mı?
Lutfederler ise üçüncü sıranın yarışı olacak.
O da ön seçimle mi olur, temayül ile mi, atama ile mi belli değil.

Peki Tekirdağ’da CHP nin üçüncü vekil şansı ne kadar var. Belki de hiç yok.

Hatta belki de, ülke genelinde CHP nin baraj altında kalma ihtimali çok yüksek.
Ve sahada onlarca aday adayı.
Aman bu büyük şehir resmi adayı olmasın diye halkın feryat feryat yetkililere yalvardığı, kendi zenginliği yetmeyip, başka zenginliklere onca özenen eski bir belediye başkanı.
Dilinde birleştirici olacağız diyip, ayrıştırmanın ne kadar gereği varsa yapan,
Siyasi hayatının bütün dönemlerinde aynı sebeplerle başarısız olmuş ve hala da bunlardan ders almamış olan, eskimeyen bir eski ilçe başkanı, seçim kaybetmiş belediye başkan adayı.
2011 yerel seçimlerinde milletvekili adayı olamamış, zengin, soğuk ve mesafeli tavrı ile itici görünen, ancak nasıl oldu ise 2014 yerel seçimleri öncesinde bir yıl erken başlayıp bölgeyi karış karış gezerek CHP nin seçim kazanmasında çok önemli bir km taşı olan, ancak kritik bir kaç virajda stratejik hatalar yapan, birinci vekili kızdıran bir emekli.
En önde görünen bu aday adaylarının ortak yanları ne mi?
Başarısız olmaları.
Yanlarındaki kendilerini yönetemeyen insanları, sağ kolları, sol kolları olarak öne çıkarmaları.
Onların plan ve programları ile hareket etmeleri.

Bu arada Tekirdağ, her şeye rağmen değişiyor, gelişiyor.

Tekirdağ artık basını siyasete denk, siyaseti basına denk günleri geride bıraktı.
Artık yerel basın masaya vura vura doğruları söylüyor.
Artık meslekdaşlarının bir dirhem önünde kazanmanın sorunu çözmediğinin farkına vardı.
Gemi batıyor.
Tekirdağ’da gemi, Sağı ile de, Solu ile de batıyor.
Ve artık herkes aynı dilden konuşur oldu.
Yolları birleşti.
Siyasete yeni yüzler lazım.
Reklam kokan, paralı senaryoların film seti canlandırmaları değil.
Gerçekten Tekirdağ’a, siyasete katkı koyabilecek isimlerin halka götürülmesi gerekiyor.
Artık basın bilindik isimleri anket listelerinde öne çıkarmak yerine, yıllardır tanıdığı tüm çevrelerde, siyasete, yönetimlere yakıştırdığı isimleri, kamu oyu önüne çıkarmalı, yıpranmalarına izin vermeden onların kamuoyunda tartışılmasını sağlamalıdır.
Tekirdağ halkına seçeneği olduğu hatırlatılmalıdır.
Halk kendi oyununu kurmalıdır.

Kimse kimseye, hele de bir kaç kişiye mecbur değildir.

Bu şehir Türkiye içinde, medeniyetin, diplomasinin doğal olarak yerleşik yaşandığı ender bir şehirdir.
Bu yolu açacak olan yerel basındır.
Hem kendi önünü açacak, hem de Tekirdağ’ın geleceğine sahip çıkmış olacaktır.
Bugün Türkiye’de tüm eksiklerine rağmen CHP içerisinden yeni bir parti çıkmıştır.
Adının, Türkiye’yi kucaklayacak olan bir isim olması gerekirken Anadolu Partisi olması koca bir talihsizliktir.
Ancak yine de kurulmuştur.
Vardır.
Yakında benzeri bir parti sağda kurulacaktır.
Boşluk kabul etmeyen bir dünyada, taşlar yeniden dağıtılacaktır.
Eğer CHP genelde ve yerelde kendine çeki düzen vermez ise, bir çok oy tepki olarak yeni partiye kayacaktır.
Belki de yeni parti barajı geçerken koca amiral gemisi CHP barajın altında kalarak batacaktır.
Herkes ayrılanların, doğruları dillendirenlerin kabahatli olduğunu söylerken,
Elbette birileri de çıkıp,
Demokrasi Hırsızı ” CHP Genel Başkanına ve O’nu, Türkiye’nin geleceği önünde bir engel olarak orada tutanlara,

“Ey ahali, Hırsızın hiç mi suçu yok” diye soracaktır.

Selahattin Uzun
2014.11.18

Beğen | Paylaş

Google İle Site İçi Arama