Basın Dünyanın Birinci Gücüdür

Dün, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı ev sahipliğinde,

Tekirdağ İl Genelinde, Köşelerine, Yazıları ile Hayat Veren Köşe Yazarları buluştu.

Davet ve Buluşma benim için oldukça anlamlıydı.

34 Yıllık Memuriyetim sonrası, Resmi olarak adım attığım Basın Dünyasında,

Köşe Yazarı olarak aldığım ilk Resmi Davetti.

Gerçi, Camiada, bilinenlerden, en eskiler arasında yer alsam da,

SelahattinUzun.Com olarak, İnternet sitemde, uzun yıllardır, Şiirlerim, Yazılarım ve Sözlerimle yazsam da,

Ne Şairler buluşmasına davet edilirdim, ne de Yazarlar buluşmasına.

Maalesef, Türkiye’min her alanında olduğu gibi, oralar da, parsel parsel birilerinin tekelinde.

Her Kitap bastıracak parası olan, Şair, Yazar sayılırken,

Ne Şiirlerimin, ne de Yazılarımın, Kitap olup, raf köşelerinde,

Okunmadan çürümesine, benim gibi kıyamayıp,

İnternet olan her yerden ulaşılabilsin diye, Web Sitesinde sunanlar ise yok sayılırdı hep.

Basın Dünyasına resmi olarak adım attıktan sonra da,

Pek var sayıldığımız söylenemez, ama olsun.

Dün de, davetliler ve ev sahipleri arasında, küçük dağları yaratanlarla,

Büyük dağların arasında Görülmeyenlerin bir arada olduğu bir gün yaşadık.

Belediye hizmet binasına girdikten sonra, yetişerek bindiğim asansörde,

Davet salonunun kaçıncı katta olduğunu sorduğumda,

Gülümseyerek cevap veren iki genç ile mutlu olurken,

Asansörde bulunan, uzun boylu, yüzünde en küçük bir tebessüm olmayan biri ile sekizinci kata çıktık.

İçimden, muhtemelen Belediyede görevli diye düşündüm.

Zaten, adım attığım her defasında, binadaki soğukluk ile üşürken,

Bir de çalışanlarının, böyle “Soğuk” olduğu bir kurumda, doğrudan işim olmadığı için kendimi şanslı hissettim.

Salona girerken, bizleri Gülümseyerek karşılayan Sevgili Nilay Aksoy,

Her zamanki gibi içten ve oldukça anlamlı bir konuşma ile Davetlileri selamlayarak,

Açılış konuşmasını yapmak üzere Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanına mikrofonu bıraktı.

Arada bir, Sn Kadir Albayrak‘ın iradesi ile demese,

Ya diyecektim, kendini Belediye Başkanı sanıyor,

Ya da kendini, Belediye Başkanı olmaya Hazır ve Layık görerek Aday olmak üzere.

Tabi ki bir çoğu gibi, O’nun da kendini “Her Şey” sanması en doğal hakkı.

Yolu açık olsun.

Ama keşke nerede, ne konuştuğuna, ne yaptığına daha çok dikkat etse.

Konuşmasını “En Baba Başkan sayın Kadir Albayrak’a Davetimi Arzediyorum

Diyerek tamamlayıp, arkasını dönüp, Kürsüyü terk etti.

Ve bir daha arkasına bakmadı.

Gönül isterdi ki diycem ama dememek gerek.

Olması gereken, madem ki, konuşmanı bitirip Sözü ve Daveti Sevgili Sunucu kardeşimize bırakmadın,

O zaman, bir adım kenara çekilecek, Sn Başkanın gelmesini bekleyecek,

Geldiğinde, O’nu gülümseyerek Onore edecek ve Hitabına başlayana kadar da bekleyecektin.

Sonra da, arkanı, Başkana dönerek Kürsüyü terk etmek yerine, seni izleyen salona,

Temsil ettiğin kimlikten mutlu olduğunu gösteren bir tavır ile geçeceğin yere geçecektin.

Nitekim, yılların deneyimi ve yaşı ile, Konuşmayı devir alan Sevgili Kadir Albayrak,

Bir süre boğazına takılanlar yüzünden Konuşmasına başlayamadı.

Ama yine de çabucak toparladı ve oldukça etkileyici güzel mesajlar verdi.

En önemlisi de, “Eleştiri olmaz ise Güç Zehirlenmesi yaşarız” demesiydi.

Köşe Yazarlarının gücüne inanan ve görüşlerine değer veren Sn Başkan,

Sonra, davetlilerinin, sorularını yanıtlamak üzere Büyükşehir Belediyesinin Üst düzey bürokratları ile masaya geçti.

Ne mi oldu dersiniz, onlardan biri de, asansörde birlikte çıktığımız uzunca boylu Bey Efendi idi.

Sorular alınıp cevaplar verilirken, Sevgili Kadir Albayrak ne kadar kucaklayıcı ve gülümsüyorsa,

Yanındakiler, bir o kadar itici bakışlarla salonu süzüyorlardı.

Bir an, Mikrofonu alıp, “Nolur Tebessüm edin, Hiç değilse Yalandan olsun” diyesim geldi.

Sorular, cevaplar derken, toplantı sonuna gelindi.

Bence güzeldi, Başarılıydı.

Salonda da söz alarak söylediğim gibi.

Her ay geleneksel olarak, sadece dernekler üzerinden değil,

Tekirdağ Valiliğinde kaydı bulunan tüm Basın Mensupları ile toplanılmalı.

Öyle Kahvaltı ya da Yemek olmasına gerek yok.

Sıcak bir çay ile taçlandırılması yeterli.

Özellikle hassas projelerde, kamuoyu desteği gereken yatırımlardan önce,

Fikir alış verişi yapılmalı ki, Testi kırılmadan tutulmalı.

Sonra herkesin övgüsü de yergisi de daha sağlıklı zemine oturacaktır.

Son sözler olarak,

Salonda konuşmamda da dediğim gibi,

Basın Dünyanın Dördüncü Gücü değildir.

Basın Açık ara Birinci Gücüdür.

Dünyadaki karşı duruşlar, tüm dönüşümler, Basın ve Yayın ile gerçekleşmiştir.

Basın istemez ve dik durursa, Hükümetler kurulamaz,

Kurulan Hükümetler ayakta duramazlar.

Bugün, İktidar ya da Muhalefet içerisinde olsun,

Devlete çöreklenmiş bürokratlara bile sözü geçmiyorsa Basının,

Siyasetçiler onları umursamıyorsa, kabahat onların değildir.

Kabahat, yerden yüksekliği en çok 2 metre, yerde işgal ettiği alanın en fazla 50 cm kare olduğunu hiçe sayarak,

Kendini Yerel ve Ulusal Basının Duayenleri sayanlarındır.

İşte bu yüzdendir ki,

Yerel Basın, Ulusal Basın ve Dünya Basınının,

Yerel Siyaset, Ulusal Siyaset ve Dünya Siyasetinin,

Böylesine Kirli, Böylesine Nezaketten uzak olduğu günümüz şartlarında bile,

Gerek yazılarımızda, gerekse televizyon programlarımızda,

En yoğun, en sert, en acımasız eleştirilerimize bile,

En küçük bir negatif tavır sergilemeyen,

Nezaketini asla kaybetmeyen, bozmayan Sevgili Kadir Albayrak‘ı tebrik ediyor,

Dünkü Köşe Yazarları toplantımızın organizasyonunda,

Belediyemizin en küçük personelinden en yüksek mevkideki görevlisine kadar,

Emeği geçen herkese Tek tek Teşekkür ediyorum.


Selahattin Uzun

2023-07-21

Beğen | Paylaş

Google İle Site İçi Arama